7. Memleketler arası Mavi Karadeniz Kongresi ikinci gününde biroldukça konuşmacıya konut sahipliği yaptı. Karadeniz etrafındaki ülkelerin güç siyasetlerinin konuşulduğu kongrede konuşan Siyaset Bilimi ve Milletlerarası Münasebetler Uzmanı Can Uyar, Karadeniz’de Rusya’nın Ukrayna üzere ülkelerde stratejik bölgelerini işgal ederek eski gücünü bir daha inşa etmeye çalıştığını tabir etti. Uyar, “Donbass Bölgesi’ni buna örnek verebiliriz. Kırım Karadeniz’e kıyısı olan stratejik bir yerleşke. Buralarda güç kartını da Avrupa’ya karşı kullanarak bir sindirme siyaseti yürüten Rusya, eski gücünü kazanmak için gayr-i nizami harp taktiği uyguluyor. Ukrayna’da savaşan askerlerin apoleti dahi yok. İsimsiz bir biçimde saklı bir faaliyet yürütülüyor” dedi.
RUSYA ESKİ SİSTEMİNİ TEMİN ETMENİN PEŞİNDE
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Toplumsal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Indira Phutkaradze de benzeri bir teşebbüsün geçmişte güç koridoru pozisyonunda olan Gürcistan’da Rusya tarafında gerçekleştirildiğini tabir etti. Rusya’nın parçala-böl-yönet taktiğiyle hareket ettiğinin altını çizen Phutkaradze, “Güney Osetya diye bir isim yoktu. Rusya’nın yapay isimlerinden biridir. Buna en âlâ örnek olarak verebiliriz. Rusya eski Sovyetler Birliği devrindeki gücünü hala bir daha tesis etmeye çalışıyor. Bunu gerek gücüyle, gerekse iktisadıyla elde etmeye çalışıyor. Yeri geldiğinde her türlü faaliyete girişiyor” dedi.
Tertibe konut sahipliği yapan Karadeniz Vakfı ve Karadeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi (KASAM) Lideri Yusuf Cevahir, ortak akılla bir ortaya gelip konuşmanın, gelecek açısından daha da ehemmiyet kazandığına işaret etti.
KARADENİZ KAYNAKLARI STRATEJİK DEĞERDE
Cevahir, şunları kaydetti: “Adil paylaşım ve ortak akılla buluşulmadığı vakit o coğrafyada karışıklık ve ihtilaflar siyasete hakim olur. bu biçimde bir vakitte, olağan kaynaklarla dolu ortamların krizler doğurduğunu, Doğu Akdeniz, Basra Körfezi, Güney Çin Denizi etrafı, Hazar ve Baltık Denizi üzere bölgelerde gördük. Bu bölgelerde hala devam eden ihtilaflar, büyük güçleri karşı karşıya getirmektedir. Ortada kalan ülkeleri de birbirine düşürmektedir diye konuştu.
TARTIŞMALARI EL BİRLİĞİYLE ÖNLEMELİYİZ
Karadeniz’e en uzun kıyısı olan Türkiye’nin, o bölgelerde yaşanan jeopolitik ihtilaflar ve sonu gelmeyen pazarlıkların Karadeniz’de yaşanmasını asla istemeyeceğini anlatan Cevahir, şu biçimde devam etti: “Son senelerda doğal gaz ve petrol üzere fosil kaynakların tespit edildiği, Kanal İstanbul ve limanlarıyla dünya gündemine oturan Karadeniz’de barışa, güvenliğe, iş birliğine ziyan verecek her türlü ihtimali ve pazarlığı, akıl, bilim ve siyaset ekseniyle çalışarak, el birliğiyle önlemeliyiz. Bunu başarmak için adalet ve barış istikametinde bir arada efor sarf etmeliyiz.”
Yusuf Cevahir
EKONOMİK REFAH PAYLAŞILABİLİR
Cevahir, ABD’nin Afganistan’dan çekildiği bu günlerde Avrasya sınırında değer arz eden Karadeniz Bölgesi’nin global aktörler açısından nasıl göründüğüne karşılık arayan araştırmaların önümüzdeki günlerde artacağını söylemiş oldu. KASAM olarak bu hususta hassasiyet gösterilmesi gerektiğini lisana getiren Cevahir, bölge ülkelerle ortak çalışmalarda bulunmayı fazlaca arzuladıklarını vurguladı. Cevahir, şunları kaydetti: “Tabii kaynakların adil halde paylaşılması ve kullanılması ahlaki bir muhtaçlık olduğu kadar, beraberinde bir güvenlik sıkıntısıdır. İşte bu gayeler istikametinde bu kongremizde genel olarak, etraf, Asya ve Avrupa sınırı, Karadeniz’in güvenliğinde göç problemleri, güç güvenliği, jeopolitik, Balkanlar ve Kafkasların durumunu konuştuk.”
RUSYA ESKİ SİSTEMİNİ TEMİN ETMENİN PEŞİNDE
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Toplumsal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Indira Phutkaradze de benzeri bir teşebbüsün geçmişte güç koridoru pozisyonunda olan Gürcistan’da Rusya tarafında gerçekleştirildiğini tabir etti. Rusya’nın parçala-böl-yönet taktiğiyle hareket ettiğinin altını çizen Phutkaradze, “Güney Osetya diye bir isim yoktu. Rusya’nın yapay isimlerinden biridir. Buna en âlâ örnek olarak verebiliriz. Rusya eski Sovyetler Birliği devrindeki gücünü hala bir daha tesis etmeye çalışıyor. Bunu gerek gücüyle, gerekse iktisadıyla elde etmeye çalışıyor. Yeri geldiğinde her türlü faaliyete girişiyor” dedi.
Tertibe konut sahipliği yapan Karadeniz Vakfı ve Karadeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi (KASAM) Lideri Yusuf Cevahir, ortak akılla bir ortaya gelip konuşmanın, gelecek açısından daha da ehemmiyet kazandığına işaret etti.
KARADENİZ KAYNAKLARI STRATEJİK DEĞERDE
Cevahir, şunları kaydetti: “Adil paylaşım ve ortak akılla buluşulmadığı vakit o coğrafyada karışıklık ve ihtilaflar siyasete hakim olur. bu biçimde bir vakitte, olağan kaynaklarla dolu ortamların krizler doğurduğunu, Doğu Akdeniz, Basra Körfezi, Güney Çin Denizi etrafı, Hazar ve Baltık Denizi üzere bölgelerde gördük. Bu bölgelerde hala devam eden ihtilaflar, büyük güçleri karşı karşıya getirmektedir. Ortada kalan ülkeleri de birbirine düşürmektedir diye konuştu.
TARTIŞMALARI EL BİRLİĞİYLE ÖNLEMELİYİZ
Karadeniz’e en uzun kıyısı olan Türkiye’nin, o bölgelerde yaşanan jeopolitik ihtilaflar ve sonu gelmeyen pazarlıkların Karadeniz’de yaşanmasını asla istemeyeceğini anlatan Cevahir, şu biçimde devam etti: “Son senelerda doğal gaz ve petrol üzere fosil kaynakların tespit edildiği, Kanal İstanbul ve limanlarıyla dünya gündemine oturan Karadeniz’de barışa, güvenliğe, iş birliğine ziyan verecek her türlü ihtimali ve pazarlığı, akıl, bilim ve siyaset ekseniyle çalışarak, el birliğiyle önlemeliyiz. Bunu başarmak için adalet ve barış istikametinde bir arada efor sarf etmeliyiz.”
Yusuf Cevahir
EKONOMİK REFAH PAYLAŞILABİLİR
Cevahir, ABD’nin Afganistan’dan çekildiği bu günlerde Avrasya sınırında değer arz eden Karadeniz Bölgesi’nin global aktörler açısından nasıl göründüğüne karşılık arayan araştırmaların önümüzdeki günlerde artacağını söylemiş oldu. KASAM olarak bu hususta hassasiyet gösterilmesi gerektiğini lisana getiren Cevahir, bölge ülkelerle ortak çalışmalarda bulunmayı fazlaca arzuladıklarını vurguladı. Cevahir, şunları kaydetti: “Tabii kaynakların adil halde paylaşılması ve kullanılması ahlaki bir muhtaçlık olduğu kadar, beraberinde bir güvenlik sıkıntısıdır. İşte bu gayeler istikametinde bu kongremizde genel olarak, etraf, Asya ve Avrupa sınırı, Karadeniz’in güvenliğinde göç problemleri, güç güvenliği, jeopolitik, Balkanlar ve Kafkasların durumunu konuştuk.”