Sezai55
New member
Türkiye Satranç Federasyonu, maksat tüm devlet okullarında yaklaşık 40 bin satranç sınıfı açmayı hedefliyor.
Tulay, federasyonun bugünlere gelmesinde birtakım kurum ve kuruluşlarının epey kıymetli takviyelerinin olduğunu söylemiş oldu.
Türkiye İş Bankası sponsorluğunda 2005’te “Satranç Sınıfı Olmayan Okul Kalmasın” sloganıyla “Satranç Sınıfları” projesinin hayata geçirildiğini hatırlatan Tulay, proje yardımıyla devlet okullarında açılan sınıfların, satranç tahtaları, ekipleri ve kitapları üzere gereçlerle donatıldığını belirtti.
HEDEF 40 BİN SATRANÇ SINIFI
Okullardaki satranç sınıf sayısının 30 bine ulaştığını tabir eden Tulay, şöyleki devam etti:
“Protokol gereği, yalnızca birinci ve orta dereceli devlet okulu olma kriterini taşıyoruz. Çok yakın bir gelecekte ülkemizdeki devlet okulu olmak kaydıyla bütün birinci ve orta okullarda satranç sınıflarını açmış olacağız. Tüm devlet okullarında satranç sınıflarını açma maksadımız var. Bunlar yaklaşık 40 bin sınıfı gösteriyor. 2024 yılı içerisinde bunu tamamlamış olacağız.”
Tulay, projenin 81 vilayette yürütüldüğünü belirterek, tüm çocukları satrançla buluşturmayı amaçladıklarını söylemiş oldu.
ANAOKUL PROJESİ BAŞLIYOR
Federasyonun faaliyet programları haricinde yeni projelere de yöneldiğini anlatan Tulay, “Yeni eğitim öğretim devriyle anaokulları projesini başlatıyoruz. Türkiye İş Bankası ile kurumsal manada birinci sefer bu biçimde bir yapılanmaya gireceğiz. Bu niçinle önümüzdeki 5 yıl içerisinde devlet okullarının çabucak hepsinde ve anaokullarında satranç sınıflarını açmış olacağız” diye konuştu.
Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı iş birliğinde 2013’ten beri Sevgi Konutları’ndaki çocukların da satrançla tanıştığını lisana getiren Tulay, görme engellilerin eğitim aldığı okullarda da satranç sınıfları açtıklarını anımsattı.
Tulay, çocukların geleceğine yatırım yaptıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Özellikle anne ve babalar çocuklarını satranç sporuyla tanıştırmalı. Ne kadar küçük yaşta tanıştırılırsa, o kadar epeyce satranç sporunun ortasında kalırlar. Satrancı yalnızca bir spor olarak görmemek lazım. Satranç bir spordan epeyce daha fazlası. İçinde barındırdığı temel prensiplerde odaklanma, vakti efektif kullanma, planlama ve programlama yer alıyor.”
Tulay, federasyonun bugünlere gelmesinde birtakım kurum ve kuruluşlarının epey kıymetli takviyelerinin olduğunu söylemiş oldu.
Türkiye İş Bankası sponsorluğunda 2005’te “Satranç Sınıfı Olmayan Okul Kalmasın” sloganıyla “Satranç Sınıfları” projesinin hayata geçirildiğini hatırlatan Tulay, proje yardımıyla devlet okullarında açılan sınıfların, satranç tahtaları, ekipleri ve kitapları üzere gereçlerle donatıldığını belirtti.
HEDEF 40 BİN SATRANÇ SINIFI
Okullardaki satranç sınıf sayısının 30 bine ulaştığını tabir eden Tulay, şöyleki devam etti:
“Protokol gereği, yalnızca birinci ve orta dereceli devlet okulu olma kriterini taşıyoruz. Çok yakın bir gelecekte ülkemizdeki devlet okulu olmak kaydıyla bütün birinci ve orta okullarda satranç sınıflarını açmış olacağız. Tüm devlet okullarında satranç sınıflarını açma maksadımız var. Bunlar yaklaşık 40 bin sınıfı gösteriyor. 2024 yılı içerisinde bunu tamamlamış olacağız.”
Tulay, projenin 81 vilayette yürütüldüğünü belirterek, tüm çocukları satrançla buluşturmayı amaçladıklarını söylemiş oldu.
ANAOKUL PROJESİ BAŞLIYOR
Federasyonun faaliyet programları haricinde yeni projelere de yöneldiğini anlatan Tulay, “Yeni eğitim öğretim devriyle anaokulları projesini başlatıyoruz. Türkiye İş Bankası ile kurumsal manada birinci sefer bu biçimde bir yapılanmaya gireceğiz. Bu niçinle önümüzdeki 5 yıl içerisinde devlet okullarının çabucak hepsinde ve anaokullarında satranç sınıflarını açmış olacağız” diye konuştu.
Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı iş birliğinde 2013’ten beri Sevgi Konutları’ndaki çocukların da satrançla tanıştığını lisana getiren Tulay, görme engellilerin eğitim aldığı okullarda da satranç sınıfları açtıklarını anımsattı.
Tulay, çocukların geleceğine yatırım yaptıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Özellikle anne ve babalar çocuklarını satranç sporuyla tanıştırmalı. Ne kadar küçük yaşta tanıştırılırsa, o kadar epeyce satranç sporunun ortasında kalırlar. Satrancı yalnızca bir spor olarak görmemek lazım. Satranç bir spordan epeyce daha fazlası. İçinde barındırdığı temel prensiplerde odaklanma, vakti efektif kullanma, planlama ve programlama yer alıyor.”